1 Ocak 2014 Çarşamba

" Hojalata Sanatı" gibi renkli, barış içinde bir yıl diliyorum...


 Resim yapmaya,  el becerisine o kadar uzağım ki,  acaba resim kursuna gitsem,  denesem yapabilir miyim düşüncesini bile aklımdan bir saniyeden fazla geçiremiyorum. Zira cevabı hemen gözümün önüne koca bir levha gibi geliyor.
“Mümkün değil, olmaz, deneme !”
www.farflungarts.com
O nedenle,  kurstan kursa her şeyi merak ederek koşan ben böyle bir çalışmayı denemeye hiç kalkışmadım. Hal böyle olmasına rağmen bu hafta sonu bir el becerisi kursundaydım.
Bundan bir önceki yazımda çocuklar için sanatta  neler yapılıyor merak ederim ve onlar için yapılan konserleri, tiyatroları gider izlerim demiştim.  Bu sefer de yine çocuklarla birlikteydim.  Ama bu sefer kendim için hiç aklıma getirmediğim bir el becerisi kursunda;  “Hojalata, Meksika Folyo Sanatı “  Daha önce hiç duymamıştım Hojalata’yı.  İnternetten araştırdığımda Türkçe açıklamasını  pek  bulamadım. 
www.farflungarts.com
 İngilizce açıklamalarda  da “ Tarihi 16. Yüzyıla dayanan Meksika’ya ait, metalle yapılan biblo, takı, ayna gibi farklı işlevleri olan sanat çalışması ” diyor. http://www.farflungarts.com/Mexican_Tin_Art_Work_s/25.htm  
www.peramüzesi.com

"Pera Eğitim’de Yılbaşı Programı Hojalata - Meksika Folyo Sanatı...Çocuklar öncelikle renkli ve çarpıcı Meksika folyo sanatından örnekler görecekler..."  yazısını okuduğumda yazının yanındaki resim o kadar hoşuma gitti ki bu nasıl yapılmış,  neyle yapılmış merakıyla detaylarına girdim ve yukarıda size bahsettiğim satırları buldum. Sonuçta da kursa gitmeye karar verdim.
Hemen Pera Müzesi ilgililerine  ulaşıp “ Çocuklarla birlikte ben de kursa katılabilir miyim, en azından onları gözlemleyebilir miyim ,  çok merak ettim neler yapacaklarını “ diye sordum, onlar da beni ve blog  yazılarımı bildikleri  için sağ olsunlar hemen yanıtladılar; " Tabi ki gelebilirsiniz." 
Çöp adamdan öte geçemediğim için ortaokulda bile resimlerimi yalvar yakar anneme yaptırdığımı , annemin gün gezmelerinden dolayı benim resim ödevimi  yapmadığında  (!)        “ ödevimi evde unutmuşum hocam “ diye boynu bükük bir şekilde resim hocasının karşısında kıvrandığımı söylersem resim yapma konusundaki travmamın büyüklüğünü anlamakta zorlanmazsınız diye düşünüyorum.

Oysa şimdi sorumluluğu benim üzerimde olmayan bir el  becerisi çalışmasındayım ve sonunda “ Peki sen neler yaptın ? “  diye bana soru soran olmayacak... O nedenle rahatım. 


By G.D.
By G.D.
Cumartesi günü  Pera Müzesi eğitim odasına girip çocukları izledim. Ne kadar kendilerinden emin, ne kadar huzurlu, ne yapacağını, ne yapmak istediğini bilen çocuklardı hepsi. Yaşları 7-14 arası , 12 çocuk.  Alüminyum levhaları öğretmenleri  kesip onlara veriyor, onlar da üzerine yapmak istedikleri şekli mikado çöpleriyle çizip sonra da o şekli ispirtolu kalemle istedikleri gibi boyuyorlar. Sonra da boyasız kısmı kesip çalışmalarını ortaya çıkarıyorlar. Bazen de çay kaşığı ya da metal bir şeyle levha üzerine girinti çıkıntılar yaparak boyut kazandırıyorlar onlara...  Hiç kimse kimseye karışmıyor, kendi işiyle meşgul. İşi biten öğretmenine gösterip tamamen bitirdiğini düşünüyorsa yeni bir levha istiyor,  ver elini yeni bir fikir,  yeni bir çalışma....
By G.D.
By G.D.
Yaptıklarını çok beğendim. 
Eğitmen Leyla hanım 25 senedir çocuklarla çalışıyormuş.    

David Kracov
Aslında  Pera müzesinin web sayfasında gördüğüm  o resimdeki renklilik, canlılık bana daha önce gezdiğim bir galerideki heykelleri, tabloları hatırlattı.  Onun için de ilgimi çekti sanırım bu kurs.
Eden Gallery.   Eden Galeri'yi   New York’ta gezmiştim.   Eserler, toplumsal olaylara oldukça duyarlı olan,
12 yaşında katıldığı bir yarışmada iki kategoride birincilik elde  eden 1968 doğumlu,  David Kracov'a ait.   https://www.google.com.tr/search?q=david+kracov&rlz=  

Coca-Cola Open Happiness
Galerideki görevlinin açıklamalarından öğrendiğim, sanatçının kullandığı malzeme çelik  ve çalışmaların canlılığını,  ışığını veren boya ise otomobil boyası. Bu boya kullanıldığı için de  eserler açık  havada sergilenmeye müsait. Anlayacağınız, bahçenizin, balkonunuzun bir köşesinde yer alabilirler.  
Book of Life
Ne yalan söyleyeyim hepsi benim olsun istedim...
Reflections
Ama yine de hepsi  birbirinden güzel olan çalışmaların içinde beni en çok etkileyen “Reflection” oldu. 
Reflection ( Yansıma ) adını verdiği  çalışmayı sanatçı 11 Eylül anısına yapmış. İkiz Kuleler  ve etrafındaki binaların suya yansımasını anlatan bu çalışmada suya yansıyan kısımda Dünya Ticaret Merkezinin  İkiz Kulelerini görebiliyorsunuz ama suya yansımayı yapan binaların arasında  İkiz Kuleler yok... Onların yerine yüzlerce, binlerce renkli kelebek var. 
Kelebekler o gün orada  ölenlerin ruhlarını ifade ediyormuş.  
Hikayeyi duyduğumda çok etkilenmiştim ,  hala da etkiliyor. 
Hepinize , hepimize mutlu , sağlıklı,  sanatın savaşları, ölümleri konu edinmediği  barış içinde bir yıl diliyorum... 
Sevgiyle ve sanatla kalın,
G.D.